Ne Karizma, Ne Maddiyat, Sadece ''Şefkat''


                                        
                                                Ne Karizma, Ne Maddiyat,
                                       Sadece '' Şefkat ''


                    '' Ağlama, sebebim olma gayrı.
                      Ağlama, olamam senden ayrı.
                      Ağlama, sil gözünün yaşını,
                      Ey mahur gözlüm.''

     Bu sabah bir evin camından duyduğum bu şarkının bu can alıcı dörtlüğü, beni böyle bir yazı yazmaya teşvik eden en önemli sebep oldu aslında...
Şimdi bazılarınız belki şöyle geçirecek içinden ; '' Ortada o kadar işlenen kadın cinayeti, dövülen, tacize, tecavüze, psikolojik baskıya maruz kalan binlerce kadın varken, neden bu yazı için bu dörtlük en önemli etken oluyor.'' Haklısınız bu şarkıyı bu zamana kadar kimimiz hiç duymadı, kimimiz de denk gelince öylesine dinledik bu yazıyı okuyana kadar. Şimdi birde bu dörtlüğü benim yazdıklarımı okuduktan sonra değerlendirin istiyorum. Bu dörtlükte bir erkeğin gururunu, egosunu, onu duygusuz ve bencil yapan herşeyini bir tarafa atıp sevdiği kadını belki üzdükten sonra, belki de O'nu üzgün, ağlarken bulduktan sonra yüreğinin en derininden söylediği sözleri duyuyoruz bu sözlerde. Bir kadının beklediği ilgi, şefkat, koruma, sevdiği adamın kendisine verdiği değer, hepsi bakıldığında bu küçücük dörtlüğe nasıl da güzel sığmış.
     Bir ''Kadın'' Kocaman Bir Kalp demek benim için. İçinde Aşkın, Sevdanın, Evladın, Acının, Gözyaşının, Kırgınlıkların hep birarada yaşadığı kocaman bir kalp...
 Aşık olduğu için babasından dayak yese, ''Sevdiğim adam için...'', Evlendiğinde O Çok Sevdiği Adamdan şiddet görse, ''Evladım için...'' deyip tüm acılarını yüreğinde saklayan o en özel, bir o kadar da çaresiz varlık, ''Kadın.'' Bu yüzden yazımı hemcinslerim için değil, tam tersi Erkekler için yazıyorum. Öncelikle sevdiğiniz kadına gelmeden anneleriniz için bir şeyler söylemeliyim.
     Sizi dünyaya getiren, sevgisini, ilgisini, şefkatini her daim içinize işleyen annelerinize hiç yüz çevirmeyin. Çünkü çoğu anne beklediğini eşinden hiç göremeyince evladına tutunmuştur, siz de annenize ikinci hayal kırıklığını yaşatmayın. Sevdiğiniz kadın ile annenizi hiçbir zaman '' Sen haklısın, O haklı ''diye kıyaslamayın. İki tarafı da kırmadan isteklerine kulak verin. Ara bulucu olun. Ayrıca çok şanslı olduğunuzu, hayatınızdaki bu iki özel kadının da sizi çok sevdiğini asla unutmayın.
     Hayatınızdaki Özel Kadın için bir şeyler daha eklemek isterim izninizle...
Hayatınıza giren Kadını, üç günlük, beş günlük, ömürlük diye saçma sapan sınıflandırmalara sokmayın. Şunu bilin ki kadınların en büyük korkularından biri ilişkiye başlarken yapacağı bir hareket ya da söyleyeceği bir sözden dolayı yanlış anlaşılmaktır. Ön yargılı olmayın. Eğer hoşlanıyorsanız, ve O'nun da size olan ilgisinin farkındaysanız, hoşunuza gitmeyen bir şey yaptığında hemen yargılamak yerine O'nu uyarıp düzeltmeye, konuşup anlamaya çalışın. Nihayetinde hayat bu... Bugün kınadığımızı, yarın yaşamayacağımızı kim garanti edebilir? Eğer üç beş günlük sevgili diye bir nitelendirme yapacaksanız unutmayın ki, bu durumunda bir sebebi mutlaka vardır, ve belki ordan oraya savrulmuş bu Kadının kim bilir şansı Sizsinizdir.
     Bir Kadın, Şefkatle, Aşkla, Tutkuyla var olur, güçlenir. Bu yüzden sen iyisi mi sadece Şefkatle tut elini, sarıl Kadınına ve geri kalanı O'na bırak. :)
  
         

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dobra Gelin Özel Röportaj 1

Kendinle Yüzleş ve De Ki : Saygı Aslında Aşk'ın Kalkanıymış!

Aşılamayan Zaaflar