Yüksek Ökçeler : Ortak Dilleri '' Fedakarlık ''



                                                 YÜKSEK ÖKÇELER
                                     ORTAK DİLLERİ ; ''FEDAKARLIK'' :

    Dünya Kadınlar Günü…
İsmi ile kulağımıza ne kadar görkemli geliyor.
Bugün, hayatın yükünü omuzlarına almış, tarlada, bağda, bahçede çalışmış kadınların günü mü?
Bugün, evin temizliği, yemeği, bulaşığı döngüsünde bir hayat geçiren kadının günü mü yoksa?
Bana sorarsanız bugün, kapitalizm dediğimiz ve hayatımızı çepeçevre saran dünyanın içine dahil olmuş, ‘’Çocuk da yaparım, kariyer de...’’ diyerek otoritesini her alanda kurmayı başarabilen kadınların günü sadece. Bu durumdan yola çıkarak ancak şu söylenebilir ki, bizim yemek yapıp çocuk bakan, tarlaya, bağa, bahçeye  koşan Fatma Teyzemiz, bugün de kaybediyor.
   
 KADIN OLMAK
      Dünyanın en hassas, en kırılgan ama bir o kadar da güçlü varlığı kadın. Hayata hangi şartta olursa olsun tutunmayı başarır, başaramayacağı durumlarda ise asla pişman olmamak için elinden gelen her şeyi yapabilir. Aslında bazıları bu durumun farkında olmasa da, kadın her zorluk karşısında mücadeleci bir yapıdadır. Daima beklenmedik olayların çözümleyicisi rolündedir. İyi bir ara bulucudur, idare edicidir. Bir evlat, bir eş, bir arkadaş, bir anne hemen hemen her şeyi ile bir kadın aslında kocaman bir kalptir. Hepsinin ayrı bir hikayesi, hepsinin ayrı bir dünyası var. Kimisi mutlu, kimisi mutsuz, kimisi hayatın hep gülen yüzüyle başlamış güne, kimisi güneşli bir sabaha uyanmanın tadını dahi doyasıya çıkaramamış. Durum böyle olunca da, aslında iki farklı kadın dünyasından bahsedilebilir. Hayat tarzları, yaşayışları, zevkleri, hedefleri hemen hemen her şeyi ile birbirinden ayrılan iki farklı dünya…

Yeni Trend; ‘’ Eve Dahil Olmayan Hanım ‘’
      
Eğitim hayatını tamamlamış, anne babaların deyimiyle ‘’ kendi ayakları üzerinde ‘’ durabilen kadınları bu grupta nitelendirebiliriz.  Düzenli bir iş hayatına, dolayısıyla düzenli bir maddi kazanca sahip olan bu kadınlar, belirli bir sosyal çevreye de sahip. Sosyal hayatın içinde aktif bir role sahip bu kadınların evlilik hayatları da buna göre şekillenir. Evlilik hayatlarında evin içine çok fazla hakim olamazlar. Bununla birlikte akşam yemeklerine çıkmayı, sinema, tiyatro gibi etkinlikleri takip etmeyi ihmal etmezler. Bu durumu ele alarak söyleyebiliriz ki, iş hayatının içinde olan kadınlar için ev hayatı çoğunlukla ikinci plandadır. Çocuk sahibi olduklarında da durum pek değişmez.’’ Her zaman çocuğumun yanı başında olmalıyım’’ fikrinden çok, ‘’ Çocuğuma iyi bir gelecek sağlamak için daha çok çalışmalıyım’’ düşüncesini benimserler.  Eşi ile ilişkisi de her zaman seviyeli ve ortak fikirler üzerine kurulu olan bu şanslı kadınların ailede rolü ‘’Baba’’ olgusu ile eş değerdir. Elbette içlerinde fiziki veya psikolojik şiddete maruz kalanlar var. Karşılaştıkları bu üzücü durumun karşısında sessiz kalmamaları ise burada bahsettiğimiz kadınların en büyük avantajı. Maddi kazancın kendilerine sağladığı özgüven ile daima güçlü hissederler ve içinden çıkılmayacak buhranların bile daha az hasarlarla üstesinden gelebilirler.

Geleneksel ‘’ Ev Hanımı ‘’
   ‘’ Geleneksel Ev Hanımı ‘’ başlığı ile ele aldığım, genel olarak iş hayatının içinde yer almayan, fakat bulunduğu zor koşullardan sigortasız çocuk bakıp, evlere temizliğe giderek ailesinin geçimine katkıda bulunan kadınlar… Genellikle okul hayatını tamamlamadan ya da tamamlayamadan erken yaşta evlilik yaparlar. Ev hanımı olarak nitelendirilmelerinden de anlaşılacağı gibi, hayatlarının neredeyse tamamını evlerinde geçirirler. Aile ve yuva kavramları onlar için her şeydir. Evinin içinde kendine adeta bir dünya kuran ev hanımları, temizlik, yemek, bulaşık üçgeninde dönüp dururken, bir de çocuk sahibi ise durum çok daha zor bir hal alır. Çocuğunu sosyal çevreye dahil olamamasına rağmen, en iyi şekilde yetiştirmeye çalışır. Buradaki tek sorun ise bir kız çocuğu yetiştirirken kendi hayatını kötü örnek olarak göstermesidir. Ekonomik özgürlüğe sahip olmayan kadın, her zaman kendini eşine muhtaç hisseden, evin dışında herhangi bir işi tek başına halledemeyeceğine inanan çekimser bir ruh halindedir. Ataerkil aile yapısında ikinci planda gözükseler de aksine kadın, evin tüm sorumluluklarını üzerine alan, aile içi problemlere daha soğukkanlılıkla yaklaşıp çözümleyici bir rol üstlenir.
      Tüm dünya kadınları, çalışanı olsun ev hanımı olsun hepsinin tek bir ortak dili var, ‘’Fedakarlık.’’

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dobra Gelin Özel Röportaj 1

Kendinle Yüzleş ve De Ki : Saygı Aslında Aşk'ın Kalkanıymış!

Aşılamayan Zaaflar